UFO Fenomeni



TANIMLANAMAYAN UÇAN CİSİMLER

Bu yüzyılın en popüler soruları "evrende
yalnız mıyız?". Ve bunun türevi sorular, en
popüler konusu UFO'lar en gözde canlıları ise hiç
şüphesiz uzaylılardı. Onlar hakkındaki şaibeler her
gün gündemimizi meşgul ederken, yaygın bir uzaylı
imajı da neredeyse kesin çizgilerle belleklerimize
yerleşti. Söylenenlere göre her gün dünyamızı
izliyorlar, kimine göre aramızda dolaşıyorlar,
ışık hızıyla hareket edip istedikleri yere anında
ışınlanıyorlar, yemek yemiyorlar, telepati yoluyla
anlaşıyorlar, istediklerinde görünmez oluyorlar,
galaksiden galaksiye uçuyorlar, arada bir de
dünyamızı ziyaret ediyorlar.

Anlayacağınız var olduğu söylenen bu
yaratıklar aynen de bizim bilim kurgu filmlerinde
rastladığımız gibi yaşıyorlar. Kimi zaman
gökyüzündeki ışık topu gözlemleriyle, kimi zaman
spekülasyonlarla ama çoğu zaman Hollywood kanalıyla
hayatımıza giriyorlar.

Geçtiğimiz temmuz ayında yaşanan iki önemli
olayla ülkemizde geniş yankı uyandıran UFO kavramı
çoğu zaman dünyayı da meşgul etmişti. İlkli,
haziran ayında Alanya'da net şekilde gözlenen ve bir
UFO araştırmacısı tarafından da görüntülenen UFO
olayıydı. İkincisi ise Türkiye'de düzenlenen be
konuyla ilgili tüm araştırmacıların katıldığı
bir kongreydi.

Biz de bu konuda akılda kalan soruları ünlü UFO
araştırmacısı Haktan Akdoğana sorduk. Uzaylıları
görenlerin ve onlarla görüşenlerin ne özelliği
vardı da onlar seçiliyordu? Neden bir gün bizim
karşımıza çıkıp "biz geldik" demiyorlar
ve bizi de uçan dairelerinde ağırlamıyorlardı?

Aldığım cevaba göre bu insanların
bizlerden farkı, daha açık şuurlu olmaları. Böyle
olduğunda uzaylılar onların bu karşılaşma için
hazır olduğuna karar veriyor ve bu durumu kendi
egoları dahilinde kullanmayacaklarından emin
olduklarında da dünyamıza geliyorlar.

Hollywood'un bizi filmlerle alıştırmaya
çalıştığı UFO olgusunu gökyüzünde dans eden
yuvarlak cisimleri görenlerin anlattıkları da
hararetli bir tartışma platformuna taşıyor. Ama insan
yine de ister istemez var olduklarına dair bir kanıt
arıyor. Akdoğana göre NASA'nın ve laboratuvarların
analizinden geçmiş UFO fotoğrafları, hareketli
filmler, elde edilen metal parçaları, insanların
vücutlarında bulunan çipler, izler, yüksek radyasyon
kalıntıları bunun kanıtı.

Pek çok insan UFOları başka dünyalardan gelen, disk
şeklindeki araçlar olarak tarif eder. Ancak teknik
olarak; tanımlanan kadar, yani IFO (Identified Flying
Object) olana kadar, bütün bunlar birer UFO yani
Unidentified Flying Object'tir.

Dünya bu cisimleri ilk kez 1896 yılında
tartışmaya başladı. O yıl yüzlerce insan
tarafından görünen ışıklı ark şeklindeki uçan
aracın, ne olduğu anlaşılamadı. O günden bu güne
kadar teknolojide elde edilen gelişmeye rağmen, UFOlar
hakkında tam olarak gerçeğe kimse yaklaşamıyor. Yine
de UFOların tanımına dair bazı teoriler
geliştirilebiliyor. İşte bunlardan bazılar;


•Diğer
gezegenlerden, güneş sistemlerinden,
galaksilerden ya da boyutlardan gelen gemilerdir.

•Psişik
insanların görebildiği, hayalet gibi
varlıklardır.

•Gezegeninin
geçmişini keşfe çıkan ve geleceği
kurtarmaya çalışan zaman yolcularıdır.

•Melekler gibi
ışıktan var olan, dini varlıklardır.

•Bilinç üstünün
veya dünya ruhunun tezahürüdür.

•Dev güçlerin,
tüm dünyadan sır gibi sakladıkları,
çalışmalarına gizlice devam ettikleri savaş
araçlarıdır.


Biz şimdi bu geliştirilen teorilerden birinci teoriyi
savunmaya çalışacağız.


Yapılan araştırmalara ve şahitlerin verdiği
ifadelere göre uzaylılar da çeşit çeşit. Ama en
çok bilinenler hani şu yerde gördüğümüz kısa
boylu büyük kafalı ve iri gözlü olanlar. Genel
olarak hiç yaşlanmadan binlerce yıl yaşayabiliyorlar.
Hatta çoğu ölümsüz(üzülmeyin onlarla aynı bilinç
düzeyine geldiğimizde bizler de ölümsüz
olabilirmişiz). Telepati yoluyla anlaşıyorlar.
Fiziksel özelliklerine gelince. Çok iri, simsiyah
gözleri var. Göz bebeklerinin etrafında bizlerde
olduğu gibi beyaz bir tabaka yok. Hafif sivri ve uzun
çeneliler. Dudakları ince bir çizgi halinde.
Yüzlerinin ortasında buruna benzer iki adet nokta var.
Vücutlarında hiç saç ve tüy yok. Boyları 1.30-1.40
m civarı. Kafaları vücutlarına göre daha büyük.
Boyunları ince. İnce ve uzun kolları varı. Parmak
sayıları 4-5-6 arasında değişiyor. Üstelik dostlar.
Sizi kaçırdıktan sonra da ilk aldıkları yere geri bırakıyorlar. :)



EN ÇOK SORULAN  SORULARA DÜNYA  DIŞI VARLIKLARIN VERDİKLERİ CEVAPLAR

1-  NEDEN GELİYORLAR?

2-  NEDEN AÇIKÇA ORTAYA ÇIKMIYORLAR?

3-  İNSANLIKLA TEMAS KURUYORLAR MI? KİMLERLE?

4-  NASIL GELİYORLAR?

5-  TANRI İNANÇLARI VAR MI?

6-  YÖNETİMLERİN ELİNDE EVRENDE ZEKİ HAYATA DAİR KANITLAR VAR MI?

7-  MADEM GELİŞMİŞ TEKNOLOJİLERİ VAR, NEDEN DÜNYADAKİ SORUNLARI ÇÖZMÜYORLAR?



NEDEN GELİYORLAR

Evrende, sayısız gezegende yaşam var. Sizden daha az gelişmiş uygarlıklar olduğu gibi sizden çok daha fazla gelişmiş uygarlıklar da var.
Siz hızla gelişmekte olan bir uygarlıksınız. Diğer gezegenlerle ve orada yaşayan varlıklarla ilişki kurmaya hazırlanan bir uygarlıksınız. 
Bizler, buraya birçok nedenle geliyoruz. Birincisi, sizin gelişmenizi izleyerek, araştırarak bilgi toplamak ve bu bilgileri kendi uygarlığımız ve tüm evrenin yararına kullanmak için.
Ayrıca, kısa süre içinde yaratacağınız gelişme sizi, evrendeki zeki hayatla tanışacağınız bir seviyeye getirecek. İşte biz sizi bu karşılaşmaya hazırlamak  için buradayız.
Bu hızlı gelişme döneminde, çok zorlu dönemler yaşayacaksınız. Bu süreçte, size elimizden geldiği kadar yardım etmek, ve zorlukları elden geldiğince azaltmak için çaba göstereceğiz
Özetlersek, buraya geldik, çünkü,
Evrende gelişen yaşamlar hakkında bilgi topluyoruz,
Sizi evrende zeki hayatla karşılaşmaya hazırlıyoruz.
Bu geçiş döneminde yaşanacak zorluklarda size yardımcı olacağız.
 


NEDEN AÇIKÇA ORTAYA ÇIKMIYORLAR?

Çünkü insanlık henüz bilinç olarak kitlesel karşılaşmalara hazır değil. Saldırgan iç güdülere sahipsiniz  Bizi hemen düşman ilan edebiliyorsunuz. Alıştırma için sıklıkla yapılan  temaslarda buna çoğunlukla şahit oluyoruz.
Ama güzel olan şu ki bu hızla değişiyor..
Evrendeki yaşayış çok çeşitlidir. Sizse, kendi türünüzü, bilgisizlik nedeniyle bu sonsuz evrende tek sanıyorsunuz. İnsana benzemeyen zeki varlığı kabul etmeye isteksiz görünüyorsunuz. Halbuki evrende insana benzediği gibi, hiç benzemeyen de,  zeki, gelişmiş, barış içinde yaşayan varlıklar var.
Ve siz onların görüntüsünü, sırf insana benzemediği için ürkünç bulabilir ve korkabilirsiniz. Yani siz henüz dış görünüşe bakarak hüküm verecek kadar az gelişmiş durumdasınız.
Dünya gezegeni olarak, birbirinizi yemekten vazgeçip hepinizin aynı Tanrı’nın yarattığı insan olduğunu anlayıp,  tüm dünyanın ve insanlığın iyiliği için çalışacak kadar gelişmeden, dünya dışı zeki yaşamla karşılaşmanız her şeyi daha da kötü yapacaktır. Devletleriniz, bu görüşmeleri hızla kendi çıkarı için kullanmaya çalışacaktır. Yani aranızda birlik ve bütünlüğü sağlamadan açıkça ortaya çıkmamız mümkün görünmüyor.
Ve bir adım daha ileri giderek,  Tanrı’nın tüm evreni sadece insan için yaratmış olmasının ne kadar cahilce bir kibir olduğunu fark edip,  evrende birçok yaşamın olabileceğini ve hepimizin de Tanrısı’nın aynı Tanrı olduğunu anlamaya başlamadan, dünya dışı zeki yaşamla karşılaşmak çok zorlaşmaktadır. İnsanoğlu dünyasal düşünceden evrensel düşünceye geçmelidir.
Belki de en önemli konu şu ki;  birçok dünya dışı zeki yaşamın, hayata, evrene temel bakışı sizden  o kadar farklıdır ki, sizin bunu kavrayabilmeniz, bugünkü haliyle imkansızdır. Sizler sadece kendinize ve kendi düşüncelerinize, anlayış kalıplarınıza uygun olanı algılayabilir ve kabul edebilirsiniz. Bunların tümüyle dışında çok çarpıcı evren ve varlık anlayışları vardır. Kendinizi en inanılmaz, en şaşırtıcı gizemlere hazır kılacak kadar esnek olmalısınız. Bu esnekliği kazandığınızda biz ortaya çıkacağız.
Evrensel sevgi, huzur ve barışı  kazanmak için yapacağınız çalışmalardaki başarınıza göre en uygun zamanda açıkça ortaya çıkacağız. Daha önce açıkça ortaya çıkarsak, bu karşılaşmaya henüz hazır olmadığınızdan, doğal evriminize ve özgür iradenize müdahale etmiş oluruz.
Siz hazır olduğunuzda evrende yalnız olmadığınızı tüm insanlığa göstereceğiz. O zaman evrensel bir paylaşma ve dayanışma dönemi başlayacak.
 


İNSANLIKLA TEMAS KURUYORLAR MI? KİMLERLE?

İnsanlıkla temaslarımız tarih boyunca sürdü. Bugün de sürüyor.
Bu temasları, insanlık tarihi boyunca, bizimle ilişki kurabilecek özellikteki az sayıda insanla gerçekleştirdik ve gerçekleştiriyoruz.
Bu temasları birkaç yolla yapıyoruz. Bunlardan biri, telepatik iletişimdir. Bu iletişimi kurduğumuz binlerce insanla görüşmelerimiz sürüyor. 
Diğer bir yöntem doğrudan temastır. Dünya gezegenindeki birçok varlıkla bu yolla görüşüyoruz. Onlarla dünya gezegeninde birebir görüştüğümüz gibi, uzay gemilerimize alıp seyahatler yapıyor ve bazı bilgiler aktarıyoruz.
Bir başka yöntem de, sizin rüya diye algıladığınız, astral (enerji) bedeninizle yaptığımız görüşmelerdir.O yüzden binlerce insan rüyalarında bizi ve gemilerimizi görüyor, gemilerimizde seyahat ediyor ve bilgi paylaşıyor.
Amacımız, dünya insanlığını dünya dışı zeki yaşam gerçeğine giderek yakınlaştırmaktır. Bu yüzden birçok insan kardeşimizle yaptığımız görüşmelerde, kendimizi size tanıtmaya çalışıyoruz. Onlar da size deneyimlerini ve aldıkları bilgileri aktarıyorlar. Bu yolla giderek insanlığın bilinci yükseliyor.
Her dil, din ve etnik gruptan insanlarla temas kurabiliyoruz. Biz sadece insanlığı görüyoruz. Bize göre siz de, biz de Tanrı’nın kullarıyız. Hiçbirinizi ayırmıyoruz.
İnsanlığın ve evrenin en yüksek hayrı için çalışma yapan herkesle çalışmaya hazırız.
Hemen her ülkede, telepatik yolla, rüyalar yoluyla ve doğrudan görüşme yoluyla temasta olduğumuz binlerce insan var. Tüm insanlık bizi tanıyıncaya kadar ve evrensel bir tanışma ve anlaşma  dönemi gelinceye kadar, bu temaslarımız sürecek.  



NASIL GELİYORLAR?

Evrenin çeşitli yerlerinden dünyaya gelen varlıklar birçoktur. Bu varlıkların bilgi ve teknoloji düzeyleri çok zengin ve çeşitlidir.
Dünyaya, farklı uygarlıklar, kendi farklı bilgi ve teknolojik imkanları ile geliyorlar. Evrendeki zeki hayat o kadar şaşırtıcı örnekler gösterir ki, bunları hemen kavramak kolay değildir.
Bazı varlıklar ışık hızından çok daha hızlı gidebilen uzay araçları ile buraya kadar gelirler.
Bazıları, kendi uzay-zamanlarından sıçrama  yaparak sizin uzay-zaman parçanıza giriş yaparlar ve sizin uzay-zamanınızda birden ortaya çıkarlar.
Bazı varlıklar sizinle aynı boyutta yaşamazlar. Onlar titreşimsel yapısı çok farklı bir başka boyutun içindedir. Ama gelişmiş varlıklar oldukları için bizim boyutumuza titreşimlerini düşürerek odaklanabilirler ve bu boyutta ortaya çıkabilirler.
Bazı varlıkların Dünyaya gelebilmek için uzay araçlarına ihtiyacı varken bazı türlerin buna ihtiyacı yoktur.
Bazı türler, Dünyaya hiç gelmeden kendi gezegenlerinden ya da boyutlarından iletişimi kurup sürdürürler.
Bazı varlıklar, sadece bilimsel olarak değil, ruhsal olarak da o kadar gelişmiştir ki, onlar maddeye tamamen hakim olmuş gibidirler. Dünyaya gelmek onlar için bir an’da gerçekleşebilir.
Özetle evrendeki diğer uygarlıklar, dünyaya, bilimsel ve ruhsal gelişmişliklerine bağlı olarak, birçok değişik yolla gelmektedir.
 


TANRI İNANÇLARI VAR MI?

Elbette Tanrı inancımız var. Tüm evreni yaratan o kudret hepimizin içinde ve onun gücü tüm evreni kaplıyor.
Evrendeki sayısız uygarlık, o kudretin varlığını açıkça anladıktan ve yüreğinde hissettikten sonra gelişmeye başladı.
Sizler de Tanrıyı yüreğinizde hissetmelisiniz. Uzun zamandır tek yönlü olarak gelişiyorsunuz. Sadece bilimsel gelişme yetmez. Ruhsal olarak da gelişmelisiniz.
Bizim sizlerle temaslarımızda anlatmaya çalıştığımız en büyük gerçek budur. Tanrı bir gruba ya da bir gezegene ait değildir. O, tüm evrenin ve evrendeki tüm varlıkların yaratıcısıdır.
O hepimizin içindedir. Bizim bir parçamızdır. Ve o evrenin sonsuzluğunu kaplar. Onu hissettikçe, anladıkça daha da gelişiriz, büyürüz. Tanrının evreninde sonsuzluk yolcuları oluruz.
Tanrı bilincinizin artması gerekiyor. Çünkü biz tanrı bilinciyle yaşıyoruz.
Tanrı hakkındaki anlayışınızı geliştirin. Bir üstadınızın dediği gibi, insanın gelişmişliği tanrı hakkındaki anlayışıyla ölçülür.
Tanrı bildiğimiz ve bilemediğimiz ve asla bilemeyeceğimiz her şeydir. Tanrı içimizdedir. Biz onun bir parçasıyız. Tüm evren ve sonsuzluk onun bir parçasıdır. Ama yine de o tüm bunlardan sonsuzca daha fazladır.
Tanrı hakkındaki anlayışınız genişletin. O zaman bizi daha çabuk kabul edeceksiniz ve buluşmamız hızlanacak.
 


HÜKÜMETLERİN ELİNDE EVRENDE ZEKİ HAYATA DAİR KANITLAR VAR MI?

Evet. Birçok devletin ilgili birimlerinde, dünya dışı zeki yaşamın kanıtı  bilgi ve bulgu vardır. Bu kanıtlar sadece bugüne ait değil, tarihiniz boyunca var olan bilgi ve bulgulardan oluşmaktadır.
İnsanlık, dünya dışı zeki yaşamla ilgili kesin kanıtların olduğunu hükümetlerinden duymak istiyor. İnsanlık bunu kaldıracak kadar gelişmiştir.
Yönetimleriniz, bu bilginin tüm sosyal düzeni sarsacağını ve hakim anlayışların etkisinin ortadan kalkacağını ve bir kaos döneminin olabileceğini düşünüyorlar.
Fakat böyle evrensel bir gerçek ilelebet saklanamaz. Biz varız ve hep var olacağız. Sizlerle temasımız artan derinlikle sürecek. Yönetimlerinizin elindeki bilgi ve bulguları halklarıyla paylaşmaları, evrende zeki hayat konusunda büyük bir ilgi ve heyecan patlaması yaratacak. Bu doğrudur. Fakat bu kaosu değil, insanlık ortak değerlerinin hızla bir araya getirileceği, yerel değerlerin hızla yerini evrensel değerlere bırakacağı bir dönemi hızlandıracaktır.
Bu dönem öyle ya da böyle zaten sürmektedir. Yönetimleriniz, ellerindeki bilgi ve bulguyu paylaşarak bu sürece büyük hız kazandırabilirler.
Bunu hep söyledik, yine söylüyoruz. Elinizdeki bilgi ve bulguları halkınızla paylaşın. Korkmayın. O bilgi ve bulguları sizin için ulaşılır hale biz koyduk. İnsanlıkla paylaşın diye, burada olduğumuzu, yakında buluşmanın gerçekleşeceğini bilsinler diye.
Bu sorumluluğu tekrar hatırlatıyoruz. Bilgi paylaşılmak içindir. Biz evrensel bilgileri paylaşmaya geliyoruz. Siz de elinizdeki tüm bilgiyi halkınızla paylaşın ve emin olun ki insanlık hazırdır.


MADEM GELİŞMİŞ TEKNOLOJİLERİ VAR, NEDEN DÜNYADAKİ SORUNLARI ÇÖZMÜYORLAR

  Çünkü Evrende “özgür irade yasası” var.
Evrendeki tüm yaşamlar bu yasaya uymak zorundadır. Biz, gezegeninizin ve insanlığın doğal gelişimine müdahale edemeyiz. Sizler evriminizi kendi seçimlerinizle yaratacaksınız.  
Eğer insanlık olarak, dünya dışı zeki yaşamla tanışmayı, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmayı isterseniz ve buna çaba gösterirseniz, biz yanınızda olacağız..         Ve aslında tarih boyunca birçok kez bunu yaptık. Halen de, sizin fark edemediğiniz düzeyde  bu kısmi yardımlarımız sürüyor.
Tüm varlıklar seçtiğini yaşar, niyetine aldığını yaratır. Sizlerde insanlık olarak kendi seçimlerinizin sonuçlarını yaşıyorsunuz. Bunu değiştirmekte sadece sizin elinizde.
Seçimlerinizi, tüm dünyayı, tüm insanlığı, tüm evreni dikkate alacak kadar genişlettiğinizde, biz size yardım etmek için, paylaşma ve dayanışma için orada olacağız.

 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Linkwith